İnşaat Sektörü ‘Sürdürülebilir Bir Gelecek’ İçin İnşa Edenler’de Buluştu

İnşaat Deryası tarafından, bu yıl ilk defa gerçekleştirilen ‘İnşa Edenler’ gala ve panel organizasyonunda inşaat sektörünün temsilcileri bir araya geldi.

‘Sorumluluğumuz, yeşil bir gelecek’ sloganıyla gerçekleşen organizasyon kapsamında Soma Işıklar’da 5 bin ağaç toprakla buluşturulacak.

DYO, Pimapen ve Emre Demir İnşaat sponsorluğunda, Bayraklı Bella Vista Event’te gerçekleştirilen kokteylle başlayan etkinlikte İzmir’in önde gelen müteahhitleri, mimarları, yapı malzemeleri sektörü temsilcileri, sivil toplum kuruluşu yöneticileri ve çok sayıda seçkin davetli bir araya geldi.

Onag Yapı Yönetim Kurulu Başkanı ve İnşaat Deryası İmtiyaz Sahibi Niyazi Gültekin, yaptığı açılış konuşmasında 7 yıldır sektörün sorunlarının çözümü ve sektördeki gelişmelerin duyurulması için ekip olarak çalıştıklarını söyledi.

 

7 YILDIR SEKTÖRÜN SESİ OLDUK

İnşaat Deryası olarak hem yazılı basında hem de dijital ortamda 7 yıldır sektörün sesi olduklarını belirten Gültekin, “İnşaat Deryası’nda, projeleri ve firmaları en doğru şekilde sunmaya çalıştık ve bundan sonra da sunmaya devam edeceğiz. İnşaat Deryası olarak yayın ilkemizden taviz vermeyeceğiz. Sadece sektörün gelişmesi için yayınlarımızı sürdüreceğiz. 2016 yılında, hiç bir maddi beklenti içine girmeden tamamen sektöre faydalı olmak için yola çıktık. Meslektaşlarımızın kendini ifade edebileceği, projelerini anlatabileceği bir mecra olmak için bu yapıyı kurduk. 2,5 yıl önce de dergimizin ilk sayısını bastık. Bundan sonrada da hem yazılı basın, hem de dijital medya da yer almaya devam edeceğiz. Bu yılki etkinliğimizin adı ‘İnşa Edenler’. Amacımız sektör bileşenleri ve meslektaşlarımızı bir araya getirmek kaynaştırmak ve ‘Kentimize nasıl daha faydalı olabiliriz’ diye çaba harcamak. İnşa Edenler’e bundan sonra da her yıl devam edeceğiz” diye konuştu.

 

HER YIL 5 BİN AĞAÇ EKECEĞİZ

Niyazi Gültekin sözlerine şöyle devam etti: “İnşa edenler olarak bu yıl Ege Orman Vakfı ile birlikte 5 bin ağaçlık bir hatıra ormanı oluşturuyoruz. Bu etkinliğimizi geleneksel hale getirip her yıl 5 bin ağaç ekmeye devam edeceğiz. Sektör olarak insanların yeşil alanlara, çevre düzenlemesine ve sağlam yapıya sahip konutlarda oturmalarını sağlamak görevimiz. Bundan sonra da daha iyilerini yapmayı Allah bize nasip eder. Bu organizasyonda emeği geçenlere, katılımcılara, organizasyona sponsorluk desteği veren DYO, Pimapen, Emre Demir İnşaat’a katkıları için çok teşekkür ediyorum”

 

FARKINDALIK YARATIYOR

Etkinlikte konuşan İç Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Burcu Yazgan da, “Bugün İnşa Edenler bir araya geldi. Bu birlikteliği çok önemsiyorum ve İzmir’de bir ilk olduğunu düşünüyorum. İç Mimarlar Odası olarak ekoloji ve sürdürülebilirliği ön plana çıkaran bir panel gerçekleştirdik. İnşaat Deryası ile bu konuda işbirliği içinde olmak ve bu bilgi birikimini daha fazla insanla paylaşmak istiyoruz. Çünkü sektörel beraberlik büyük bir farkındalık yaratıyor. Bu güzel gecenin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederim” dedi.

 

KENTİ PLANLAMA VE KORUMA DENGESİ KURULMALI

Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Yıllardır siyasetin içindeyim; toplumsal sorumluluklarımı yerine getiriyorum. Bir yandan da asıl işim olan inşaat alanında da çalışıyorum. İnşaat sektörü depremlerden, savaşlardan ulusal veya uluslar arası hareketlerden etkilenen bir sektör. Ama dinamik bir sektör. İzmir’in de bu konuda şanslı olduğuna inanıyorum. Nitelikli göç alan ve sermaye çeken bir yapısı var. Herkesin yaşamak istediği bir şehir. Ulaşımı, planlaması, yerel yönetimleri, sektör temsilcileri bakanlıklarımızla beraber iyi organize edip iyi planlanması lazım. Bunun sürdürülebilir olması ve geleceğe taşınması için işbirliği içinde olmamız gerek. Hızlı yapılaşma doğru değil. Bir şehir ne kadar planlı ve kontrol altında gelişirse o kadar kıymetli oluyor. Her yerin yapılaşması aslında kazanç getirmiyor. Koruma ve kullanma dengesini iyi kurmak lazım. Önemli olan kent için bir değer yaratabilmek. Yoksa kentler ekonomik dengesini de yitiriyor”

 

PANELDE DÖNÜŞÜM VE SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEK KONUŞULDU

İnşa Edenler etkinliğinin ikinci bölümünde ise ‘Sorumluluğumuz Yeşil Bir Gelecek’ başlıklı bir panel gerçekleştirildi.

Coordinat Yapı Kurucu Ortağı Caner Tan’ın moderatörlüğünü yaptığı panelde İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Suphi Şahin, Neva Prestij Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Öztürk ve İzka İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Azat Yeşil, sürdürülebilir bir kent için yapılması gerekenleri masaya yatırdı.

İzmir için herkese sorumluluk düştüğünü belirten panel moderatörü Caner Tan, düzenlenen bu toplantının sektörde yeni işbirlikleri ve sinerji yaratması için faydalı olduğunu söyledi.

Tan, “İzmir ülkemizin gözbebeği konumunda. Kentin hak ettiği değeri görmesi için herkese sorumluluklar düşüyor. Sektöre katkı sağlamak için özellikle kentsel dönüşüm projelerinde yerel yönetimler ve özel sektörün güçbirliği içinde kentin geleceği için adımlar atması önemli. Bu kadar büyük kentsel dönüşüm gereken binanın yalnızca kamu eliyle yapılması mümkün değil. Kentsel dönüşüm çalışmalarında zamanla yarışıyoruz. Bugün yarın büyük bir deprem olmayacağının garantisi yok. Bu nedenle hızlı çözüm alabilmek için özel sektör temsilcilerinin de sürecin içine girmesi gerekiyor. İzmir’in doğru şekilde yeniden imar edilmesi hepimizin sorumluluğunda. Biz bir konut üretirken yaklaşık 10 bin farklı kalem ürün satın alımı yapıyoruz. Bu da ürünleri üreten firmalar dahil toplam ülke ekonomisinin yüzde 35’ini oluşturuyor. İnşaat, ekonominin itici gücü. Hem barınma ihtiyacını gideriyor, hem de istihdam sağlıyor ve katma değer yaratıyor. Bugün burada bir araya gelen tüm sektör temsilcilerine katılımları için teşekkür ediyorum” diye konuştu.

 

İZMİR 4 AKSTA BÜYÜYECEK

İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Suphi Şahin de, “İzmir Büyükşehir Belediyesinde imar planlama kentsel dönüşüm planlama kamulaştırma gibi işlerin sevk ve idaresinden sorumluyum. Sektörle iletişim halindeyiz, mümkün olduğunca sizlerin sesine kulak veriyoruz. Sektörü ilgilendiren önemli konulardan bir tanesi ruhsatla ilgili. Bunun için İZTO, EBSO ve STK temsilcileriyle son 3 yılda önemli toplantılar yaptık. Ruhsat aşamasında yaşanan her belediyede ayrı belgenin istenmesi sorununu masaya yatırdık. Evrakların tekleştirilmesi konusunu gündeme aldık. Planlama kent planları sadece imar da esas alınan binlik planlar değil. Bir parselin inşa edilmesi için 1/1000’lik planlar da lazım, fakat üst ölçekli planların da bitmesi gerekiyor. Kent planlaması nüfusa göre yapılmak zorunda. Kentin geçmiş yıllardaki ve şimdiki nüfus artış hızına bakmak gerek. Sonra yeni yerleri imara açarsınız. 2010 – 2020 yılları arasındaki büyüme hızımız yüzde 10 – 11 seviyesindeydi. 4 milyonluk kent olarak 2020’ye geldiğimizde 4.4 milyonluk bir kent olmuşuz. Aslında bu kentin üst ölçekli 5 binlik planlarında imara açılan yerleri topladığımızda 6.6 milyon nüfusu barındıracak planları var. İmar yapılması için 5 binlik ve binlik planlarla birlikte parselasyon planlarının da yapılması lazım. Biz son 5 yıldır bunun üstünde çalışıyoruz.

Kent merkezinin yoğunluğunu azaltmak için sadeleştirilme yapılmalı. Kent için 4 aks belirlenmiş. Menemen, Kemalpaşa, Seferihisar ve Bornova aksı var. Biz nüfus hesaplarına göre ilçe belediyeleriyle planladığımızda bu arsa arzı problemi de çözülür diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

 

YAPI SEKTÖRÜNDE PROSEDÜRLER VE VERGİ YÜKÜ AZALTILMALI

Neva Prestij Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Öztürk de şunları söyledi: “Ankara ve İstanbul’da daha önce ciddi kentsel dönüşüm işlerine imza attık. Ankara, bir deprem bölgesi olmamasına rağmen bu konuda İzmir’in önünde. İstanbul’da büyük bir kentsel dönüşüm projesine giriştik. Fakat hem belediyelerde hem de bürokrasiyle yürüttüğümüz süreçler ve işlemler iki yılı buldu. Bu uzun bekleme süreci ise bizleri kentsel dönüşüm yerine temiz arsa bulmaya itiyor.

İzmir maceramız 3 yıl önce yaşanan büyük depremle başladı. Bornova’da 600 dairelik sitede büyük toplantılar yaptık. Hepsi kentsel dönüşüm yapılmasını istiyordu. Biz imza aşamasına geçtik. Dairesi 90 metre ise 70 metrekareye razı gelen olduğu gibi ya da 90 iken 100 metrekare isteyen oluyordu. Kat karşılığı kentsel dönüşümde çürük raporu almak için 3’te 2 imza yetiyordu. Fakat kat karşılığı sözleşme yapmak için yüzde yüz imza gerekiyor. Kendilerini bu son 100 kişinin içine bırakanlar ekstra kat veya araba istedi ve bu süreci engelledi. Bakanlık özel sektör olarak bir işe gireceksek en kolay ve hızlı yol için emsal artışları gerekiyor. Bir Yerde 100 daire yıkılırsa oraya 200 daire yapılmalı ki, süreç bir şekilde yürüsün. Bakanlığın da hızlı davranması gerekiyor. Kira yardımı vermesi iki yıl sürüyor. Evlerin yıkılması da iki yıl sürüyor. Toplam 48 aylık bir kayıp oluyor. Bunun yerine devletin rezerv alanlar belirlemesi ve insanların sağlıklı binalara kavuşması için kademeli şekilde taşınması gerekiyor.

Enflasyonist ortamda kamunun ve belediyelerin tek başına bu yükün altından kalkması çok zor. Burada özel sektörün de desteğiyle taşımalı sistemle vatandaşların güvenli rezerv alanlarına yerleştirilmesi ve önümüzün açılmasını bekliyoruz. İzmir’de şu anda kentsel dönüşüm gerçekleştiremediğimiz için boş yer araştırmaya başladık. Seferihisar bölgesinde orta segmentin de yaşayabileceği fiyatlarla konutlar üreteceğiz. İzmir’de arsa sıkıntımız var. İnsanlar evleniyor çoğalıyor dolayısıyla yeni konut üretimi her zaman gerekiyor. Kentsel dönüşümde özel sektörün canlandırılması, prosedür ve vergi yükünün de azaltılması konusunda beklentilerimiz sürüyor”

 

DOĞAYA NE KADAR SAYGILI OLURSAK, GELECEĞE O KADAR DEĞER KATARIZ

Panelde söz alan İzka İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Azat Yeşil ise kentsel dönüşümün farklı bir politikayla ele alınması gerektiğine inandığını dile getirdi.

Yeşil şunları söyledi: “Burada kentin çok ciddi bir yapısal yorgunluğu var, çarpık bir yapılaşma var. İzmir’de 148 hektarlık alanda kentsel dönüşüm alanında çalışmalar yürüyor. Bu planlamaların hayata geçirilmesi, uzlaşmalar yapılamadığı için finansal sorunlar aşılamadığı için maalesef çok uzun yıllar sürecek şekilde öteleniyor. Bildiğiniz gibi hiç beklemediğimiz bir depreme yakaladık. Ege denizinde yaşanan deprem bizi de etkiledi. Burada hala yaralar sarılmaya çalışılıyor. Depremden olduğu kadar bu süreçlerin uzamasından dolayı da hak sahipleri mağdur oldu. Sözleşme ve kontrat yaptıkları firmalar işini yapamaz hale geldi. Bu dönüşümün yapılması ve gelecekte sürdürülebilir olması çok önemli. Birleşmiş Milletler iklim değişikliği konferansında sürdürülebilir bir dünya için yeşil konutlar ve çevreye duyarlı yapılaşmanın sözünü verdik. Burada ciddi anlamda planlamaların yapılması gerekiyor. Kentsel dönüşümdeki bina yenilemeler özellikle merkezlerde trafik sorunu altyapı sorunlarına yani imar karmaşasına yol açıyor. Bu durum kentsel dönüşüm adı altında sürdürülebilir değil. Hak sahiplerinin de yeni evlerinde metrekare anlamında feragat etmeleri gerekiyor. Konut yapılan alanların sürdürülebilir olması ve enerji konusunda da tasarruflu binaların yapılması lazım. Güneş enerjisiyle çalışan, elektrikle çalışan araçlar gündemde. Dronlar hayatımıza daha fazla girecek. Dünya çok farklı bir yere gidiyor. Birçok binanın cephesinde güneş enerjisinden istifade edilmesi söz konusu olacak. Yalnızca konutların değil, fabrikaların da bu teknolojiye göre tasarlanmaları gerekiyor. Hatta bankalar bu tarz binalara kredi verecek. Doğaya ne kadar saygılı olursak, geleceğe o kadar değer katarız”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*