Ege Üniversitesinde “Ege MS Hasta Okulu”

Uluslararası Multipl Skleroz (MS) Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından her yıl Mayıs ayının son Çarşamba günü merkezi sinir sistemi hastalığı Multiple Skleroz’a (MS) dikkat çekmek amacıyla “Dünya MS Günü” olarak farkındalık çalışmaları yapılıyor. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 20 Mayıs Amfisinde, MS farkındalığını arttırmak, hastalıkları konusunda doğru ve güncel bilgileri aktarmak amacıyla “Ege MS Hasta Okulu” düzenlendi.

Programda, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı MS ve Demyelinizan Hastalıklar Ünitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Ayşe Nur Yüceyar,  Prof. Dr. Özgül Ekmekçi, öğretim görevlisi Dr. Bedriye Karaman, Yüksek Hemşire Meltem Baklan, Uzm. Hemşire Yeşim Yolcu sunum yaparak, hasta ve yakınlarının sorularını yanıtladı. Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Özen Önen Sertöz, MS hastalığında stres ile baş etme konusunda katılımcılara bilgi verdi. Ayrıca,  Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Özkeskin, fiziksel rehabilitasyonun MS’in tüm evrelerindeki önemini anlattı.

MS hastalığı ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Ayşe Nur Yüceyar, “Multiple Skleroz (MS) santral sinir sistemini oluşturan beyin, omurilik görme sinirini etkileyen bağışıklık sisteminin bir hastalığıdır. Sıklıkla 20-40 yaş arasında genç erişkini etkileyen bu hastalık, tekrarlayan ataklarla başlar. Bu ataklar gözde puslu görme veya görme kaybı, çift görme, bacaklarda uyuşma-güçsüzlük, dengesizlik, mesane problemleri şeklindedir. Bu ataklar en az 24 saat sürmekle beraber genel olarak birkaç hafta devam edebilir ve sonrasında kendiliğinden ya da atak tedavisi ile büyük oranda veya tamamen ortadan kalkabilir.  Bazı durumlarda ve hastalığın ileri evrelerinde ataklar devam eder ve kalıcı nörolojik bulgulara yol açabilir ve birey hayatını bu hastalığın sekel bulguları ile sürdürmek durumunda kalabilir” dedi. Erken tanı, erken ve uygun tedavi, tedavide kalmak ve uygun zamanda daha etkin ilaçlara geçme ile son 30 yılda sayısı giderek artan etkin ilaçlarla hastalığın özürlülüğe gidebilen seyrinin engellendiğinin altını çizdi.

Hasta ve yakınları için doğru bilgilendirilme ve eğitim önemli

MS hastalarının hayatlarını kolaylaştırıcı eğitimlere ihtiyaçları olduğunu belirten Prof. Dr. Ayşe Nur Yüceyar, “Hastalığın her aşamasında fiziksel aktivite, stresi yönetme, sağlıklı beslenme, sigarasız bir yaşam, yeterli D vitamini seviyesi hem yaşam süresince oluşabilecek ek hastalıkları önlemede hem de hastalıklarının iyi seyretmesini sağlamada çok önemli faktörlerdir. Bizler sağlıklı yaşamı sürekli vurguluyoruz.Bağışıklık sistemimiz bizi dış etkenlere karşı koruyan bir sistemdir. MS bir bağışıklık sistemi hastalığıdır. MS’de bağışıklık sisteminde bir güçsüzlük değil, aksine aşırı ve hedef şaşırmış bir durum mevcuttur. MS’in seyrini değiştiren ilaçlarımız da bağışıklık sistemini düzenlemeye yöneliktir. MS genetik yatkın bireylerde çevresel faktörler eşliğinde meydana gelir. MS’de genetik ve çevresel faktörlerin karşılıklı etkileşimi ile bağışıklık sistemi bozulabilmektedir. Ailelerinde MS hastalığı olanlar toplumdaki diğer bireylere göre MS’e yakalanma konusunda risk taşırlar. Bu nedenle bir MS’li olgunun kan bağı olan aile fertlerinin de MS oluşumunda etkili olan çevresel faktörler konusunda bilinçlenmesi ve gerekli önlemleri alması toplum sağlığı açısından önemlidir” dedi.

Hastalığın tanı ve takip sürecinde Manyetik Rezonans Görüntüleme(MRG)  hakkında değerlendirmeler yapan Uzm. Dr. Bedriye Karaman, “MS tanısı aşamasında beyin MRG’si çok önemli bir rol oynuyor. MS için belirlenen protokolde, en az 1.5 tesla özelliğinde ve kontrast madde kullanarak çekim uygundur. Ancak MRG tetkikinde karşımıza çıkan her lezyon bizim için MS lezyonu değildir. Bu nedenle karışabilen diğer hastalıkları dışlamak gerekli. MRG’yi sadece tanılarda değil aynı zaman da tedavi etkinliğini görmek için de kullanıyoruz. Hastalığın ilk yıllarında genellikle yıllık MR istiyoruz Hastalık takibinde klinik kadar MRG bulgularının da önemli olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

MS’de tedavinin bireysel olduğunu her MS’li bireyin tedavisinin ve tedaviye verdiği yanıtların da farklı olabileceğini belirten Prof. Dr. Özgül Ekmekçi, tedavi kararında hastalığın aktivitesi, ilacın yan etki profili ve kişinin yaşam tarzının önemli olduğunu vurguladı.

Her MS hastası kendine özgü tepkiler verir

MS hastalığının psikolojik boyutunu ele alan Prof. Dr. Özen Önen Sertöz, “MS kronik bir hastalıktır ve her kronik hastalıkta olduğu gibi her birey kendine özgü tepkiler verir ve bu duygusal tepkiler kişiden kişiye değişmektedir. Bunun farkına vardığımızda hastalarla daha iyi bir iletişim kurmamız mümkün hale gelir. Hastalarımızın hem duygusal hem davranışsal tepkilerini gözlemleyerek stresini azaltmamız tıbbi açıdan hastalığı seyrini daha olumlu bir şekilde etkileyecektir” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*