1-7 Ekim Emzirme Haftası

Her annenin sütü bebeğine özeldir. Mucizevi bir besin olan anne sütüyle bebeğinizi beslemeniz bağışıklığından gelişimine kadar son derece önemlidir. Çünkü anne sütü sadece bebeğinizin besin ihtiyacını karşılamaz bununla birlikte hastalıklara karşı da korur. Özellikle doğumun ilk haftası ağız sütü olarak da bilinen kolostrum denilen anne sütünü bebeğinizin emiyor olması çok kıymetli. Tüm sağlık örgütlerinin belirttiği gibi ilk altı ay anne sütü hatta mümkünse bunu iki yaşına kadar, ek gıda dönemine geçtiğiniz zamanda sürdürüyor olmak çok önemli. Peki anne sütünü bu kadar kıymetli kılan nedir? Liv Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hilal Kızıldağ yanıtladı.
 

 

Bebeğin en faydalı besinidir
İlk kalp atışları, hissedilen hareketler… Beraberinde büyük bir mutluluk, heyecan, merak, kaygı, annenin doğacak çocuğu için en faydalı olma çabaları… Anne sütü doğanın bize bizim de bebeğimize sunduğumuz bir armağanı.

 

Anne, rahmi ile bebeğinin büyüyüp gelişebilmesi için ideal fiziksel ortamı sağlarken plasenta aracılığı ile bebeğini besler. Bir taraftan içinde bebeği büyüyüp gelişirken bir taraftan da doğacak bebeğinin dünyada gelişimine destek olacak şekilde vücudunda hazırlıklar yapar. Meme dokusu gebelik süresince süt üretebilir olgunluğa erişir ve doğum ile anne bebeğini emzirmeye başlar.

 

Her annenin sütü bebeği için idealdir

Bebeğin; gebelik haftasına, takvim yaşına, gün içindeki zaman dilimine, emzirmenin başında veya sonunda olunmasına göre anne sütünün içeriği anneden anneye değişkenlik göstermektedir. Bu yüzden de her annenin sütü bebeği için eşsizdir.

Kolostrum olgun sütten farklıdır

Doğumdan hemen sonra ortalama ilk beş gün boyunca salgılanan süt kolostrumdur. Halk arasında ağız sütü olarak da bilinir. İçeriği, rengi ve kıvamı olgun sütten farklıdır. Protein ve enfeksiyonlardan koruyucu antikorlar açısından oldukça zengindir. Rahimde korunaklı ortamından ayrılan bebeği dünyaya hazırlar. 

Bağışıklık sistemini geliştirir

Anne sütü sadece bebeğin besin ihtiyaçlarını karşılamaz. Aynı zamanda anti-mikrobiyal, anti-inflamatuar, immun düzenleyici maddeler, canlı hücreler içeren benzersiz bir bileşime sahiptir. Bunların tümü çocuğun bağışıklık sisteminin gelişmesine katkıda bulunur. 

Çalışmalar ve meta-analizler 6 ay boyunca yalnızca anne sütü ile beslenmenin alt solunum yolu enfeksiyonları, şiddetli ishal, orta kulak iltihabı ve obezite oranlarının azalmasıyla ilişkili olduğunu göstermektedir.

 

Canlı bir sıvıdır
Anne sütü canlı bir sıvıdır. Bu yüzden anne sütü yapay besleyicilerle kıyaslanamaz. Anne sütünün başlıca hücresel bileşenleri makrofaj, lenfosit, nötrofil, epitelyal hücrelerdir. Çok şaşırtıcı bir şekilde embriyonik kök hücrelerine benzer kök hücrelerin de bulunduğu gösterilmiştir. Bu kök hücreler, doku ve organ yenilenmesinde son derece önemli hücrelerdir. 

Anne sütünde bakterilerin varlığı 1970’lerden beri bilinmektedir. Ancak yeni kültür dışı tekniklerle çok çeşitli mikroorganizmaları içeren karmaşık bir sistem olarak anne sütü mikrobiyotası ortaya konmuştur. Özellikle Bifidobakteri ve Laktobasillerin immün sistemin aktive edilmesi, patojenlerin inhibisyonu, sindirim sistemi enzimlerinin düzenlenmesi, alerjenlere tolerans gelişimi, mukozal büyüme için besin üretimi gibi fonksiyonları bulunmaktadır. 

 

Anne sütü epigenetik bilgi kaynağıdır

Son yıllarda anne sütünde mikro kesicikler içinde mikro-RNA varlığı gösterilmiştir. Mikro-RNA’lar tek iplikli küçük RNA molekülü türüdürler ve gen ifadesinin düzenlenmesinde rol oynarlar. Hücre döngüsü, hücre farklılaşması, büyüme, metabolizma, tümör oluşumu ve apoptoz (programlı hücre ölümü) gibi önemli fizyolojik süreçlerin kontrolünde rol oynamaktadırlar.  Anne sütü mikro-RNA’larının özellikle bebekte bağışıklık fonksiyonunun gelişimi ve düzenlenmesiyle ilişkili olduğu saptanmıştır. Anne, sütün içindeki mikro RNA’lar aracılığıyla yavrusunun genlerini ve gelişimini düzenler. 

 

Kanserden koruyucudur

Anne sütünde bulunan, süt şekerinin sentezlenmesine yardımcı olan, bu süt şekeri ile birlikte bebeğin rahat uyumasını ve stresinin azalmasını sağlayan bir protein olan alfa-laktalbuminin bebeğin midesinde omega-9 yağ asidi ile birleşerek vücutta farklı fonksiyonlar üstlenebildiği de rapor edilmiştir. Bu oluşan protein-lipid kompleksine Hamlet adı verilmiştir. Sadece bebeğin midesinde oluşan bu kompleks yapının yaklaşık 40 farklı tipte tümör hücresine karşı savaş açarak öldürebildiği ve sağlıklı hücreleri ayırt edebilme yeteneğinin olduğu tespit edilmiştir. Anne sütünün bileşiminde bulunan alfa-laktalbumin üzerine yapılan çalışmalarda elde edilen sonuçlar, Hamlet proteininin doğal ve toksik olmayan bir mekanizma ile tümör hücrelerini öldürdüğü, anne sütü ile beslenen çocuklarda ve annelerinde daha düşük kanser riski sağladığı yönündedir.

 

Anne sütü üzerine yapılan her yeni çalışma ile anne sütü mucizesine yeni bilgiler eklenecektir. Mevcut bilgiler ışığında dahi eşsiz özellikleri olan anne sütü ile yaşamın ilk 6 ayı boyunca yalnızca, 6. ay itibari ile tamamlayıcı beslenmenin de eklenmesi ile en az 2 yıl ve daha fazla anne sütü ile beslenme önerilmektedir.

 

Bu yaklaşım bakanlığımız, Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Acil Yardım Fonu (UNİCEF), Amerikan Pediatri Akademisi (APA), Amerikan Doğum Uzmanları ve Jinekologlar Koleji (ACOG) tarafınca da desteklenmektedir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*